13 Şubat 2008 Çarşamba

HAFTALIK MÖNÜMÜZ 11.02.2008

Pazartesi : Mısırlı Şehriye Çorbası
Kuru Fasulye
Şehriyeli Pilav


Salı
Çarşamba : Salçalı Köfte
Soslu makarna
Patates kızartması, yoğurlu karnabahar

Perşembe
Cuma : Sebze Çorbası
Tavuk Izgara
Soslu Makarna
Mücver

Afiyet Olsun

11 Şubat 2008 Pazartesi

RÜZGAR VE AĞAÇ

Yemyeşil bir vadinin ortasında tüm heybeti ve ihtişamı ile, dalları göğe doğru uzanan , her mevsim yaprakları ile kuşları ve kelebekleri kıskandıran bir ağaç varmış.

Ne fırtınalar ne rüzgarlar görmüş bu ağaç. Ama inadına tutunmuş kökleri toprağa, inadına dalları uzanmış göğün mavisine. Hiçbir şey onu küstüremiyor, yıkamıyormuş. Yazın sıcağında kalın dalları ile kuşlara sincaplara ev, yeşilin birbirinden güzel tonundaki yaprakları ile yazın sıcağında koruyucu oluyormuş. Sonbaharda kırmızının, sarının, turuncunun tonları ile ressamlara,şairlere, aşıklara ilham veriyormuş.

Gel gelelim ki rüzgar bu işe bozuluyormuş. Öyle ya şimdiye kadar hiçbir ağaç, hiçbir ot, çimen rüzgara karşı gelememiş, ona direnememiş. Bir tek bu ağaç dışında.....

Sonbahar gelmiş, mevsimin renkleri değişmiş. Tabi bizim ağacın da... Kışa hazırlanıyormuş gövdesiyle, dallarıyla, köküyle, yaprağıyla.... Rüzgar sinsi sinsi gelmiş. Önce birkaç yaprağı düşmüş. Ama ağaç üzülmemiş. Öyle ya bu yaşlanmış yapraklar gidecek yerine tazeleri tomurcuklanacak.


Ancak rüzgar bu sefer kararlıymış, yenecekmiş ağacın iradesini, dayanıklılığını. Yavaş yavaş gelip aniden şiddetini arttırmış. Ağaç ne olduğunu şaşırmış, bir anda çırılçıplak kalmış. Tamam kaçınılmaz son bu ama bu kadar çabuk mu ? Bu kadar hızlı mı ?

Rüzgarsa şiddetini arttırdıkça arttırmış. Ağacın dayanacak gücü kalmamış ve masmavi göğe uzanan o ihtişamlı dalları kırılıvermiş. Ağaç şaşkın, ağaç üzgün, ağaç çaresiz.

Rüzgar mutlu, amacına ulaştı.

Ancak ağaç küskün bir daha ne yeşerebilmiş, ne çiçeklenmiş ne de yapraklanmış. Zayıflayan gövdesi ve kırık dalları ile mutsuz. Bir başına kalakalmış. Öyle ya yaprakları olmayan, dalları kırık bir ağacı kuşlar böcekler ne yapsın ?

Rüzgarsa şaşkın. Bu kadarını beklemiyor. Rüzgar pişman. Ağaç küskün.

Rüzgar ağaçtan binbir kere özür dilemiş. Bir daha bu kadar hoyrat olmayacak hatta ona hiç esmeyecek, hadi tekrar canlan, tekrar yeşer hadi ne olur diye yalvarmış.

Ama nafile . Rüzgar özür dilese de dal kırılmış bir kere......


Sibel Öztürk
Şubat 2008

ÇOCUĞUNUZ ANAOKULUNA HAZIR MI ?

Çocuğumuzun anaokuluna hazır olduğunu anlamamız için bazı kriterler varmış. Bu konu ile ilgili gazete yazısını sizinle paylaşmak istedim.

  • Giyinme, yemek yeme, el yüz yıkama gibi öz bakımını kendi yapabilmeli.
  • Ceketi, çantası gibi kendi eşyalarına sahip çıkabilmeli.
  • İki aşamalı komutları izleyebilmeli.
  • Kısa süreler boyunca kendi başına, bağımsız olarak çalışabilmeli
  • Kendisinin ve anne-babasının adını soyadını ezbere bilmeli.
  • Net bir şekilde konuşabilmeli.
  • Temel cümleleri kullanarak bir sohbeti sürdürebilmeli.
  • Çok rastlanan hayvanların, yiyeceklerin ve ev eşyalarının isimlerini bilebilmeli.
  • Temel renkleri ayırt edebilmeli, " aynı " ve " farklı " ya da " ilk " ve " son " kavramlarını anlayabilmeli, zıt kavramları bilmeli, benzer nesneleri veya resimleri gruplandırebilmeli.
  • Başka çocuklarla sorun yaşamadan oynayabilmeli.
  • Yetişkinlerden izin almayı bilmeli, belli ölçüde gerilim ve öfkeyle baş edebilmeli, yetişkin gözetimini ve yardımını kabul edebilmeli.

SINAVI GEÇEMEYİNCE

Yasemin Kiremitçi'nin gazete yazısından alıntıdır :

Kadın dört yaşındaki kızını yürüyüşe çıkarmıştı.Küçük kız yerden birşey aldı ve ağzına götürdü. Anne zamanında davrandı, onu elinden aldı ve bunu br daha yapmamasını söyledi.

Niye ? diye sordu küçük kız. Anne açıkladı

Çünkü o yerdeydi. Nereden geldiğini bilmiyorsun. Kirli ve muhtemelen mikroplu da....

Küçük kız hayranlıkla annesine baktı. " Bu kadar çok şeyi nasıl biliyorsun anne. Çok akıllısın "

Anne : " Bütün anneler bunları bilir. Bunlar annelik sınavında vardır. Bilemezsen anne olmana izin vermezler."

Birkaç dakika öyle sessizce yürüdüler. Belli ki küçük kız annesinin söylediklerini düşünüyordu.
" Anladım " diye gülümsedi. " Sınavı geçemeyince de baba oluyorsun"