25 Ekim 2013 Cuma

21 Ekim 2013 Pazartesi

HAYAT BEDEL ÖDEMEYE DEĞER Mİ ?

Hepimiz hayatımızda yaşadıklarımız için bazı bedeller öderiz. Bu bedellerden bir kısmı ödenmeye değer. Bir kısmı ise belimizi büker. Yaptıklarımızın, değer yargılarımızın, kararlarımızın bir faturası illaki olmak zorunda. Bu faturalar kimi zaman borç gibi ödenmek zorundadır, kimi zaman da alacak bakiyesi gibi kazançlarımız olur. Önemli olan neyi ödüyorum ve ne kazanmışımın cevaplarını verebilmek. Verebiliyorsak eğer bu bedeller ödenmeye değmiştir. Ama yok veremiyorsak işte o zaman iç hesaplaşma başlar. Hayatın bize ne getireceğini bilemeyiz desek de aslında bizi haberdar eden olaylar yaşarız. Ama o zaman içinde bulunduğumuz koşullar bizi karar vermeye zorlar. O karar anında yanlışlığını veya doğruluğunu hesaplayacak vaktimiz ve lüksümüz olmayabilir.Zaten hayatımızı da hesaplarla yaşayamayız. Gün gelir boşver inceldiği yerden kopsun, koptuğu yerden bağlarız deriz. Gün gelir günlerce düşünür, taşınır, danışır en doğrusu neyse onu yapmaya çabalarız. O anda bilebilir miyiz en doğrusu nedir ? Yaşadıkça görür, meyvalarını vermeye yada bedellerini ödemeye başladıkça anlarız kararlarımızın doğruluğunu veya yanlışlığını. Orta yol bulmak gerek derim ben.Ne ince hesaplar ne de boşvermişlikler.Biraz mantık biraz da hislerimizle kolaylaştırabilmeliyiz hayatımızı. Yaşadığımız hayat bedel ödemeye değer mi ? Değer ise ağır bedeller ödemek zorunda kalmayacağımız, hanemize hep alacak bakiye işleyecek bedeller ödemek dileğiyle.... Sibel Öztürk-Ağustos 2013

MUTLU ANILARDAN KAÇILIR MI ? EVET BEN KAÇTIM !

Arkama attığım, beynimin en ücra köşesindeki arşive gönderdiğim , hatırlamak istemediğim ne kadar güzel anım var ise bugün görüşe çıkardım. Bir daha asla yaşayamayacağım diye düşünmek bile istemediğim tüm güzel anılarım. Mutlu olduğum tüm zamanları sırf bir daha geri gelmeyecekler diye kıskançlık ve kızgınlıkla hatırladığım hatıralarım. Sırf , sensiz kaldığım için kızdığım sokaklar, kaldırımlar, parke taşları.. Sırf sen yoksun diye , uçabildikleri için kızdığım martılar , kıskançlıkla izlediğim elele yürüyen sevgililer . Hepinizi aldım çıkarttım dışarıya. Hesaplaşma günü. Karış karış, adım adım gezdim bugün anılarımı. Kaçtığım ne varsa.... Korktuğum ne varsa... Mutlu günlerimi hatırlayıp da üzüldüğüm ne varsa, neresi varsa üstüne gittim bugün. Mutlu anılarım artık beni üzemeyecek. Yendim onları. Çok rahatladım. Hiçbir şey almasam da her mağazaya girdim. Bir şey yiyip içmesem de her cafede oturdum. Her sokağına girip çıktım , derin derin nefes alıp içime çektim hala kömür kokan havasını . Her köşe başındaki çiçekçiden çiçek aldım senin yaptığın gibi. Dünya varmış. Mutlu anılarım, hatırlamak istemediğim güzel hatıralarım artık beni üzemeyecekler. Ve ben artık orada nefes alabiliyorum. Yendim seni egom. Sibel Öztürk -Mayıs 2013