16 Aralık 2007 Pazar

KÜÇÜK İSTAVRİTİN ÖYKÜSÜ......




Küçük istavrit yiyecek birşey sanıp

Hızla atıldı çapariye

Önce müthiş bir acı duydu dudağında

Gümbür gümbür oldu yüreği


Sonra hızla çekildi yukarıya

Aslında hep merak etmişti denizlerin üstünü
Neye benzerdi acep gökyüzü
Bir yanda büyük bir merak
Bir yanda ölüm korkusu



Dudağı yarıklar denir, şanslıdır onlar
Hani görüp de gökyüzünü,insanı
Oltadan son anda kurtulanlar
Ne çare balıkçının parmakları hoyratça kavradı onu
Küçük istavrit anladı yolun sonu



Koca denizlere sığmazdı yüreği
Oysa şimdi yüzerken küçücük yeşil leğende
Cansız uzanıvermiş dostlarına
Değiyordu minik yüzgeci



İnsanlar gelip geçtiler önünden
Bir kedi yalanarak baktı gökyüzünün içine
Yavaşça karardı dünya
Başı da dönüyordu
Son birkez düşündü derin maviyi
Beyaz mercanı bir de yeşil yosunu



İşte tam o anda eğilip aldım onu
Yürüdüm deniz kenarına
Bir öpücük kondurdum başına
İki damla gözyaşından ibaret
Sade bir törenle saldım denizin sularına



Bir an öylece baka kaldı
Sonra sevinçle dibe daldı
Gitti, tüm kederimi söküp atarak
Teşekkürü de ihmal etmemişti
Birkaç değerli pulunu elime avuçlarıma bırakarak



Balıkçı ve kedi şaşkın baktılar yüzüme
Sorar gibiydiler neden yaptın bunu diye
" Birgün dedim bulursam kendimi
Yeşil leğendeki küçük istavrit kadar
Çaresiz
Son ana kadar hep umudum olsun diye "

Hiç yorum yok: